jeudi 16 décembre 2010

Modern Zamanların Boktan Hikayeleri

135 yaşında bir kulüp Blackbun Rovers. Venky’nin Hintli patronları yeni satın aldıkları kulübün taraftarı önüne Ewood Park’a çıktıklarında pek mahcuptular. Çabuk atlattılar! Big Sam’i kapının önüne koydular. Hayır takım kötü gitmiyordu. Zorlu bir fikstürden geçiyor, babalarla oynuyorlardı. Sam Allardyce da tek ayağının üzerinde yakalandı. Mike Ashley’nin Newcastle United’da Chris Hughton adlı güzel adamı kovmasından bir hafta sonra gitti Allardyce. Liverpool ile aynı puanda Newcastle. Son maçında da yeni teknik direktörüyle 3 attılar zaten Liverpool’a. Herkes, Hudgson’un gitmesini beklerken Premier Lig’de iki teknik adam futbolun çanına ot tıkayan adamlar tarafından kovuldu. Hayret, West Ham’da Avram Grant hala koltuğunda oturuyor. Modern futbolun değil modern zamanların, futbol endüstrisinin getirisi bunlar. Premier Lig’de 12 takım artık yabancılar elinde ve Abramovich’in 11 yapma sevdasına kapılıp Mourinho ile papaz olduğu günden bu yana “İşte Premier Lig bu” bir açmaza doğru gidiyor. Artık kim başarılı, kim başarısız belli değil! Futboldan para kazanmaya gelen, futbolu yeni oyuncağı kabul eden adamlar istediklerini asıyor, istediklerini kesiyorlar. Olan teknik adamlara, futbolculara oluyor. Nice yetenekler, yıldız transferi niyetine alınanlar yüzünden forma yüzü göremiyor, bir başkası daha 26 yaşında futbolu bırakmayı düşündüğünü söylüyor...Carlos Tevez’in City’den firar edip Real Madrid’e ya da bir başka büyüğe imza atma ihtimalini yok sayarak yazıyorum sonrasını. “Apaçi” futbol endüstrisinin modern kölesi. Altı yıldır oradan oraya savruluyor. Boca Juniors’dan Corinthians’a götüren Kia Joorabchian bu piyasanın en karanlık adamlarından. Hani ne idüğü belli olmayanlardan. Bu hafta o yokken sahada City, West Ham’a 3 attı. Tevez’in Premier Lig’deki ilk takımına.Mascherano ile birlikte aynı uçakta belki de bir çift kelepçeyi paylaşarak gelmişlerdi. İkisinin de neden West Ham forması giydiğini West Ham taraftarı da anlayamadı. Bir ara sevindirik oldular o kadar. Evet adam arıza, evet Manchester United’da Alex Ferguson haklı çıktı. Şehrin öte yakasına gidip hain olmayı tercih etti. Manchester City son bir yılda onsuz sadece iki maç kazanabildi. Bu haftaki işte ikincisiydi. Yönetime el yazısıyla bir mektup yazmış. Gitmek istiyorum diyor. Nereye gidiyorsun ortada kapı gibi sözleşme varken. İki çocuğu var, biri günlerce kuvezde kalmış, yanlarında olmak istiyor. Neden ailesini Manchester’a getirmemiş, bilinmiyor. Mancini ile papaz olmuş, oyundan aldığında açık açık gider yapıyor hocasına. “Home sick” dedikleri işte. Riquelme’yi ülkesine geri gönderen hastalık. Gidebilir mi? Çok afedersiniz nah gider...


Galatasaray’daki Misimoviç ya da Insua gibi. Biri ne olduğunun farkında değil. Hocası ciddi çalışmıyorsun demiş. Birileri "ağzında sakız, laubali"yazıyor. Dönüp bakıyorsun adam Bundesliga’da asist kralı olurken da ağızı cak cak. Bosnalı ya, acaba kuru et mi çiğniyordu bu adam o zaman! Biri, sol bekteHakan Balta sallanırken, formayı kapmış, teknik adam değişiyor, hasım ailenin oğlu gibi kulübeye gömülüyor. Neşeli neşeli tweetler atan Insua gün geliyor patlıyor. “Ne olduğunu anlamıyorum. Bir an önce devre arası olsun istiyorum” diyor. Paralarını alıyorlar mı, alıyorlar işte... Bu adamlar futbolcu ama bir şekilde top oynayamıyorlar. Schuster'e, Guti'ye yapılanlar, Ankaragücü'ndeki rezalet... Nereye klavye uzatsan kir tutuyor...Bir zamandır çokça Barcelona yazıyorsam blogda, işte bundandır. Barcelona’da güzel hikayeler var, insanın içini ısıtıyorlar. Bu İstanbul ayazında kim Carlos Tevez, Misimoviç, Sam Allardyce yazmak, okumak ister ki? Modern zamanların boktan hikayeleri bunlar... Hani olmaz ya, olsa...Chris Hughton ile bir ocakbaşına gitsek ve desek ki “Baba anlat; ne oldu?”

Aucun commentaire:

Enregistrer un commentaire